HABER/YILMAZ PARLAR
EGD
-CHP BAŞKANI KILIÇTAROĞLU İFTARDA
BULUŞTU
26 Temmuz 2013
tarihli Türkiye gazeteciler Cemiyeti lokalinde buluşan
Ekonomi Gazeteciler Derneği gazetecileri ve CHP
Başkanı Kemal Kılıçtaroglu
gazetecilerin sorularını cevapladı.Moderatörlüğünü
EGD Başkanı ve Cem TV Cem medya Grup Başkanı
Celal Toprakın yaptığı toplantıda
tüm sorular yanıt buldu. Kılıçtaroğlu
çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Kılıçtaroğlu
açıklamaların sonucunu
Başbakanın tüm eylemleri ve söylemleri
diktatör rejim temeline dayanmakta olduğunu
Hitler idaresindeki icraat yapılan işler
uygulamaları ile aynısı olduğunu
benzerlikleri dile getirdi.
Soruları
konularına göre gruplandıran EGD Ekonomi
Gazeteciler Derneği Başkanı Celal
Toprak ilk soru grubunu Gezi Parkı eylemleri oluşturdu..
Gezi Parkıeylemleri
ile iliştirilen Koç grubuna ait TÜPRAŞ'ta
yapılan incelemeleri sorusuna yönelik, CHP
Genel BaşkanıKılıçdaroğlu
"Bu denetimler objektif olmalı ben
istediğimi denetlerimdiyerek bu iş yapılmaz.
TÜPRAŞ'ta yapılan Sayın Başbakanın
hesabını vereceklersöyleminden
sonra gündeme gelen bir incelemedir. İş dünyasına
gözdağı vermek istiyorsa bu çok vahim
dedi.
Yine Gezi parkıolaylarında
ölen ve yaralananların suçlusu henüz
bulunumadı.
Elinde karanfille Taksime çıkanlar
hapiste. Dünyada
bir çok aydın ve sanatçının
hükümeti eleştirmektedir. Başbakan
bunlara sözde sanatcı demektedir. Bununla
ilgili fıkra paylaşan Kılıçtaroğlu
sanatcının büyüklüğünü
vurgularken Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın
bazı söylemlerine cevap vermek bile istemediğini,
ona en güzel cevabı psikologlar vermesi
gerektiğini dile getirdi.
Yine komşular
ile ilgili yaşanan gerginliklere, Suriye'nin
kuzeyindeki oluşumun tehdit olarak görülüp görülmedi
sorusu karşısında Kılıçdaroğlu
"Biz Suriye'nin toprak bütünlüğüne
saygılıyız ve Türkiye'nin ve hükümetin
bu konuda ortak bir politika izlemesi gerektiğine
inanıyoruz. Suriye konusunda yanlış
politika izlenmiştir. Suriye'de dünya
dengelerinin Türkiye tarafından iyi okunamadı.
Siz dünya dengelerini okumadan Suriye'ye bodoslama
girerseniz, Suudi Arabistan'dan Katar'dan para
gelecek, radikal grupları alacağım Türkiye'de
eğiteceğim, cebine para koyacağım,
göndereceğim Suriye'ye Esad'ıdevirecekler.
Hani cuma namazı kılacaktın Suriye'de
ne oldu? İki haftalık ömrü kalmıştı
ne oldu? Dengeleri iyi okumanız gerekiyor. Dışişleri
Bakanı, bana şu örneği verebilir
misiniz acaba? Bugüne kadar Türkiye'yi bu kadar dış
politikada açmaza sokan başka bir Dışişleri
Bakanı geldi mi? Her alanda açmaz içindeyiz,
ayakları yere basmıyor. Dünyaya nizam
vermeye çalışıyor. Bir ara Rusya'yı
dize getirecekti... Allah akıl fikir versin. Bütün
Ortadoğu Türkiye'ye düşman
Hani biz Ortadoğu'da ağabeylik yapıyorduk,
herkes bize danışıyordu? Şimdi
aman ha Türkiye gelmesin noktasına gelindi.
Suriye konusunda, Türkiye izlediği politikalar
ile hazırlanan bir tuzağa düştü.
Suriye'nin birliğinden bütünlüğünden söz
edecekken şimdi Suriye'nin parçalanmasından
söz ediyoruz. İlk kez Suriye'nin kuzeyi lafını
kullanan Başbakandır. Ben kendisini eleştirmiştim.
Şimdi Suriye'nin kuzeyini artık hepimiz
konuşuyoruz. Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD)
yöneticilerinin buraya getirilmesi, şu veya bu
şekilde onlara bir şeyler söylenmesi,
akan suyun önüne barajı koysanız bile o
artık durmaz. İzlediğiniz politikanın
bedelini size ödetecekler. Türkiye Cumhuriyeti bir
sorunu çözmek için PYD'e muhtaç hale gelmişse
oturup o ülkenin dış politikasını
sorgulamanız gerekiyor. Hem oyun kurucuyum
diyeceksin hem oyuncak haline geleceksin..."dedi.
Üçüncü köprü
Ülker Grubu'nun almış olduğu
arazilerin değer görmesi sorusuna
Ülker Grubu'nun almasında değil, sorun Ülker
Grubu'na burayla ilgili projenin önceden haber
verilmesinde..."
Merkez Bankası faiz politikaları hakkında
Merkez Bankası en büyük zaafı,özgürlüğünü
ve özerkliğini kaybetti. Faiz ile ilgili kararı
Dolmabahçe'de Başbakanla görüştükten
sonra aldı. Bu Merkez Bankası'nın özerkliğine
gölge düşürdü. Artık bütün dünya
biliyor ki bu banka özerk bir banka değil.
Siyasi otoritenin beklenti ve arzularına göre
karar veriyor. Faiz lobisine gelince, dünyanın
en yüksek faizini veriyorsunuz, o da gelir. Başbakan
reel faiz sıfır olacak demişti. Siz hiç
bir iktisat kitabında böyle birşey duydunuz
mu? Ekonomi ayrı şey, ekonomiyi yönetmek
ayrı"
TMSF hakkında
yorumu
"Servet Aktarma Kurumuİstediğinin
mal varlığına el koyuyorsunuz, istediğiniz
kişiye bunu satabiliyorsunuz. TMSF'nin şu
anda üstlendiği rol bu... Bu bir medya kuruluşuda
olabilir, sanayi kuruluşu da olabilir, turizm
kuruluşu da olabilir. TMSF'nin de hesapları
şu ana kadar sağlıklı denetlenmiş
değil"
Başbakanın
Kredi kartlarını kullanmayın sözüne
ilişkin "Şu bankadan paranız çekin
bu bankaya yatırın demek
suçtur. Ancak hiç bir savcı harekete geçmemiştir.
Kredi kartlarını
kullanmayın diyenlerin cepleri kredi kartı
ile doludur. Kayıt dışı ekonomidenşikayet
edip kredi kartı kullanmayın diyor. Bu
ekonomiyi ve bankacılığıbilmemektir
dedi.
İrana
bir davet aldınız mı? Türkiyenin
dış politikası hakkında ne düşünüyorsunuz?şeklindeki
soruya ise İranla ilgili bir davet aldım
ve gideceğim. Hükümetin komşularla ilişkisi
sıfır sorun diye başladı. Şimdi
barış içinde yaşadığımız
hiçbir komşumuz yok. İzledikleri politika
Türkiyeyi tuzağın içine soktu. Bu dış
politika ile Türkiyenin yol alacağını
sanmıyorum. Bu politika nedeniyle Türkiye, dünyada
ve Ortadoğuda yalnızlaştı. Bu
nasıl telafi edilir? Çok zor diye cevap
verdi.
Kılıçdaroğlu,
yerel seçimler ve seçim yasasıyla ilgili soru
üzerine, seçim yasasının 12 Eylülün
ürünü olduğunu belirterek, Millet kendi
vekillerini seçmeli. Lider sultası sona ersin.
Bu sona ererse yasama organı bir liderin iki
dudağı arasında çalışmaz
zaten sorunumuz burada. Seçim yasasının
değişmesi lazım dedi.
Basın özgürlüğü
kavramını nasıl tanımlarsınız?
sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu,
Basın özgürlüğü basının
rahat çalışacağıortamı
yaratmakla başlar. Basının kendi
yarattığı etik değerlere saygıduyulmalı.
Basın çalışanlarının
sendikalı olması lazım. Medya
patronlarının kamu ihalelerine girmeleri
yasaklanmalı. Bu dört kuralı uygularsak
medyanın özgürlüğünü sağlarız.
Medya patronluğu bir kamu görevidir, devletle
ilişkilerinin olmaması lazım. Biz de
ne oluyor? Gazeten varsa devletten ihale alıyorsun
yoksa alamıyorsun. Bu doğru bir süreç değil.
CHP ve MHP
ittifakı söz konusu mu? şeklindeki soruya
karşılık Kılıçdaroğlu,
Böyle bir anlaşma yok. Neden tartışılıyor
ben de anlamıyorum. Herhangi bir pazarlık
ve görüşme söz konusu değil biz de
gazetelerden hayretle okuyoruz dedi.
Kılıçdaroğlu
Mustafa Sarıgül ve CHP ilişkisinin ne
durumda olduğu sorusu karşısında
da "Her gittiğim yerde soruyorlar. Hiç
bir ilişkimiz yok. Biz ,ilişkiyi sizden öğreniyoruz.
Sayın Sarıgül bir belediye başkanı,
kendine göre başarılıbir belediye başkanı.
Partimize üye olmak istediği zaman gelir üye
olur, biz hiç bir zaman 'Niye partimize geldin,
niye üye oldun diye bir sınırlama da
getirmiş değiliz" yanıtını
verdi.
Kılıçdaroğlu,
cemevlerinin ibadethane olmasına ilişkin
de, "Kişilerin inancıyla oynamak ve
bunun üzerine yorum yapmak doğru bir şey
değil. Başbakan'ın söylediği 'Reyhanlı'da
52 sunni vatandaşımız hayatını
kaybetti' cümlesi utanılacak birşey... Bu
bölücülüktür, yazıktır günahtır.
Başbakan olarak niye toplumu bölüyorsun?
Alevilere yönelik CHP'nin politikası kapsamında
biz cemevlerinin ibadethane olmasını
istiyoruz. Bununla ilgili kanun teklifimizi iki üç
kere verdik. AK Parti bunu reddetti. İbadetin
yeri olmaz.İnsanoğlu nerede ibadet etmek
istiyorsa orada ibadetini yapsın. Cemevinde,
camide, medresede, evinde nerede isterse orada yapsın.
İnanç siyasetin konusu değil" diye
konuştu.
Aile sigortasıdışında
güzel projeleri olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu,
bu projeleri şu an açıklamak istemediğini,
gizli tuttuklarını söyledi.